'‘Yüzbinlerce insan, üzerine doluştukları toprak parçasını çirkinleştirmek için ne de çok uğraşmışlardı: yerlere kaldırım taşlarını döşemiş, yeni filizlenen bitki örtüsünü silip süpürmüş, ağaçları budamış, kuşları ve diğer hayvanları kaçırmış, havayı da kömür ve petrol kokusuyla doldurmuşlardı.
Her şeye rağmen ilkbahar yine ilkbahardı.’'
Diriliş, Lev Tolstoy
Göçmek gereklidir; yakında bastıracak sıcaklardan kaçınmak, bitki örtüsüne dinleneceği zamanı tanımak, hastalıklardan ve durağanlıktan kurtulmak için. Sarıkeçili Yörükleri için kışlakları bırakıp kuzeye doğru yükseklere hareketin başlamasına az kaldı. İlk kervanlar onbeş güne kalmadan dökülürler yola.
Bahar göçüdür şimdiki sehilden yaylaya olan göç. Eski zamanlarda bahar göçü, sonbaharda kışlaklara ulaşmak için gerçekleştirdiğimiz güz göçüne göre daha rahat ve keyifli geçerken, şimdilerde bahar göçü tüm senemizin en zorlu zamanlarıdır.
Henüz doğan oğlaklarımıza daha ilk aylarında çıktıkları bu çetin yolculukta yoldaşlık edebilmek zaten yeterince güç. Bir de göç güzergahımızda insan eliyle yapılan yıkımlarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz: tarım arazisi, bahçecilik, kerestecilik için kesim faaliyetleri, evet orman yangınlarında fazlasıyla kaybettiğimiz ormanlarda devam eden kesim faaliyetleri!
Kadim hakkımız olan göçümüzün rotası üzerinde hiçbir müdahaleyi kabul etmiyoruz. Oğlaklarımızın ve tüm yaban hayatının yaşamını savunuyoruz. Göç güzergahımızda ve yaşam alanlarımızda bulunan nükleer santral, baraj ve tünel gibi doğa üzerinde tahakküm kuran yapıları ve topraklarımızı zehirleyen, monokültür tasarıma sahip tarımsal faaliyetleri desteklemiyoruz.
Yaban hayat ve bizler için adeta bir yaşam koridoru olan göç rotalarımızın korunmasını istiyoruz.
#YörüklerÖzgürceGöçsün