Sepetim

 x 

Sepet boş

Türetici

Bülten

Dijital Bültenimize Abone Olarak Sarıkeçililerden ve Üretimlerinden Haberler Alabilirsiniz

Merhabalar herkese,
Bahar göçündeki ailelerimizden gelmeye başlayan haberler ne yazık ki geçen senekilerden farklı değil. Köylülerin göçerlerin kendi bölgelerinden(!) geçmesini istemediği için şikayette bulunmaları, sürülerimizin ve ailelerimizin saatlerce bekletilip zorluk çektirilmesi, orman işletme şeflikleri tarafından bize verilen geçiş izinleri ve otlatma tahsis belgelerinin diğer kurumlar tarafından kale alınmayıp jandarma tarafından yollarımızın kesilmesi, video kaydına alınmamız ve hakkımızda işlem başlatılacağının söylenmesi...
Doğa ve iklimle tam uyumlu biçimde sürdürdüğümüz ekolojik üretim ve özgür yaşam biçimimiz, sistematik olarak engellenmeye çalışılıyor. Kadim yaşam hakkımız olan otlaklara ve su kaynaklarına ulaşımımız engellenmeye çalışılıyor. Bizler bu yaşananları hak etmiyoruz ve kabul etmiyoruz, yaşadığımız güzel coğrafya bu yaşananları hak etmiyor. Yıllardır verdiğimiz yaşam mücadelemizde, sizlerin de sayesinde sesimiz daha çok yankılanıyor; #HareketeKimseManiOlamaz
Ürün listemizde bir süredir olmayan Fermente Sucuk yeni tarifiyle eklendi. Doğal fermantasyon yöntemi ile ürettiğimiz sucuklarımızın içerisinde herhangi bir koruyucu, katkı maddesi, nitrit nitrat vb. bulunmuyor. Sucuklarımız ısıl işlem görmüyor. İçersinde yerel tohumdan yetiştirdiğimiz sarımsak, kaya tuzu, kimyon, tatlı ve acı toz biber, yenibahar ve karabiber bulunuyor. Şimdiden afiyet şifa olsun!

Merhabalar herkese,
Bizler bahar göçüne başladık, bu sene iklim sebebiyle erkenden yollara düştük. Ailemizin yazlaklara yerleşmek için yoğun çalıştığı bu dönemde sevindirici bir haber aldık. Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) Polonya'da gerçekleşecek olan Avrupa Konferansı'na hazırlık aşamasında bölgesel sivil toplum kuruluşları ile istişareler toplantısında; Geççi'yi ve Türkiye'deki göçer hayvancılığı temsil etmek üzere davet aldık. Katılım sağlayacağımız bu toplantı dolayısıyla bayram tatili sonrasında iki hafta buradaki işlere ara veriyoruz.
Yine sevindirici bir yenilik olarak, keçi yağından ürettiğimiz el-yüz-vücut sabunu listede!
Torosların yoğun esanslı ağaçlarının kokularından yapılmış bu kremamsı sabun, Otama Kırkpınar ekibi tarafından sürdürülebilir üretimimizin çıktılarını nitelikli olarak değerlendirmek amacıyla üretilmiştir. Keyifle kullanmanız dileğiyle!

'‘Yüzbinlerce insan, üzerine doluştukları toprak parçasını çirkinleştirmek için ne de çok uğraşmışlardı: yerlere kaldırım taşlarını döşemiş, yeni filizlenen bitki örtüsünü silip süpürmüş, ağaçları budamış, kuşları ve diğer hayvanları kaçırmış, havayı da kömür ve petrol kokusuyla doldurmuşlardı.
Her şeye rağmen ilkbahar yine ilkbahardı.’'
Diriliş, Lev Tolstoy

Göçmek gereklidir; yakında bastıracak sıcaklardan kaçınmak, bitki örtüsüne dinleneceği zamanı tanımak, hastalıklardan ve durağanlıktan kurtulmak için. Sarıkeçili Yörükleri için kışlakları bırakıp kuzeye doğru yükseklere hareketin başlamasına az kaldı. İlk kervanlar onbeş güne kalmadan dökülürler yola.
Bahar göçüdür şimdiki sehilden yaylaya olan göç. Eski zamanlarda bahar göçü, sonbaharda kışlaklara ulaşmak için gerçekleştirdiğimiz güz göçüne göre daha rahat ve keyifli geçerken, şimdilerde bahar göçü tüm senemizin en zorlu zamanlarıdır.
Henüz doğan oğlaklarımıza daha ilk aylarında çıktıkları bu çetin yolculukta yoldaşlık edebilmek zaten yeterince güç. Bir de göç güzergahımızda insan eliyle yapılan yıkımlarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz: tarım arazisi, bahçecilik, kerestecilik için kesim faaliyetleri, evet orman yangınlarında fazlasıyla kaybettiğimiz ormanlarda devam eden kesim faaliyetleri!
Kadim hakkımız olan göçümüzün rotası üzerinde hiçbir müdahaleyi kabul etmiyoruz. Oğlaklarımızın ve tüm yaban hayatının yaşamını savunuyoruz. Göç güzergahımızda ve yaşam alanlarımızda bulunan nükleer santral, baraj ve tünel gibi doğa üzerinde tahakküm kuran yapıları ve topraklarımızı zehirleyen, monokültür tasarıma sahip tarımsal faaliyetleri desteklemiyoruz.
Yaban hayat ve bizler için adeta bir yaşam koridoru olan göç rotalarımızın korunmasını istiyoruz.
#YörüklerÖzgürceGöçsün

''Martlarsa otuz martlamazsa dokuz''
Eski takvime göre 9 martta (22 mart) hava güzelse, kışın sona erdiğini; hava kapalı ve soğuk ise 30 marta (12 nisan) kadar kışın süreceği öngörülürdü. Bu sene mart martlıyor gibi görünüyor. Kışlaklarımıza, yani Toroslar'ın güney şeridine az da olsa kar yağdı. Havaya, toprağa ve suya düşen cemrelerde ise yağış vardı; yağışlar bize bol otlu, kekikli, yapraklı bir baharın gelişi için ümit veriyor.
Şarküteri sevenleri heyecanlandıracak gelişmelerimiz var. Kuru et ve antrikot pastırma denemelerimiz bizi mutlu etti. En kısa sürede duyurup sizlerle paylaşabileceğiz.
Maliyetlerimizdeki düzenli artış sebebiyle fiyatlarda artış yapmak zorunda kaldık. Temel gıdadaki KDV indirimi, geldiği gibi gitmiş oldu. Eskiden olduğu gibi sabit fiyatlarla çalışamıyoruz artık, bültenlerimizde bu konularla sizleri rahatsız etmemek için sipariş verirken ürün fiyatlarını incelemenizi rica ediyoruz...

Kışın çetin zamanları zemheriyi geride bıraktık. Hamsin zamanından da on gün geçirdik bile. Arapça'da elli anlamına gelen hamsin, elli gün devam edecek kışı anlatıyor aslında. Eskiler hamsini anlatmak için 'hamsin zemheriden kemsin' derlerdi. Ancak bizim göç takvimimizde durum biraz farklı. Baharın gelişini, kuzu ve oğlakların yayılışını anlatır hamsin. Der ki bizlere; kışı gene bitirdin goca yörük çarıklarını ıslat hele*, yola dökülme vaktına yaklaştın artık...
(*Çarık, deriden yapılan ayakkabıdır. Kullanılmadığı zaman kurumaya meyillidir. Çarıkları ıslatmak, yörükler arasında eylemliliğe geçmek için bir tabir olarak kullanılır.)
İlk defa bir indirim haberiyle geldik sizlere. Temel gıdada KDV'nin %8'den %1'e düşürülmesiyle, biz de sizlere KDV dahil sunduğumuz fiyatlarımızda aynı oranda indirim uygulayabildik. Her ne kadar olası görünmese de bundan sonraki tüm fiyatlandırmalarımızı hep aşağı yönde gerçekleştirebilmeyi umut ediyoruz. Çünkü bize göre hiçbir canlının beslenme ve barınma gibi temel hakları vergilendirilmemeli.

Yaz aylarının aksine bu aylar daha umut dolu geçiyor kışlaklarımızda. Geçtiğimiz dönemdeki felaketleri onarmak istercesine bol yağışlı gidiyor mevsim. Böyle güzel havalara bir de oğlaklarımızın doğumu eklenince değmeyin keyfimize.
Doğumlar büyük oranda gerçekleşti, oğlak ve kuzularımızın bir kısmı yayılmaya bile başladılar. Tabi ki her zaman artmıyor sayımız, bazen kayıplar da oluyor. Doğumlarla artan nüfusa doğanın da bir müdahalesi olacak elbet.
Hem mevsim şartlarından hem de yavruların savunmazsız olmasından dolayı ''canavar'' büyük tehdit oluşturuyor bu aralar. Gün aşırı birer ikişer azalıyoruz kurt sürülerinden sebep, ama bunu bir kayıp olarak görmüyoruz. Yaşam alanlarımızın en yüksek popülasyona sahip yırtıcısının var olması ve yaşamına devam etmesi de bizim için önemli.
Geleneksel ekolojik bilgiden öğrendiklerimize göre genelde sorun çözümün kendisidir. Bu felsefe gereği; amansız canavar saldırılarından korunmak için yine canavar soyundan olan yoldaşlarımıza güveniyoruz. Beraber yürüdüğümüz yoldaşlarımız olan ''Anadolu Çoban İtleri'' en büyük savunmamız. Yani yırtıcılarla mücadelede yüzyıllardır olduğu gibi yalnızca ekolojik önlemler alıyoruz.