Sepetim

 x 

Sepet boş

Türetici

Bülten

Dijital Bültenimize Abone Olarak Sarıkeçililerden ve Üretimlerinden Haberler Alabilirsiniz

Merhaba değerli dostlar,
Samyeli ılık ılık esip gittiğine göre artık ciddi olarak yazı bitirdik demektir. Yaylalarımız yaz döneminde bile hayli serin olurken samyelinin de sona ermesiyle artık geceleri soğuyacak. Bir iki aya kadar yalıtımı olmayan yapılar ve kıyafetler ile durulamaz hale gelecektir. Bu bizim gibi göçebe hayvancılık yaparak yaşayanlar için önemli bir uyarıdır. Artık kışı buralara oranla daha yumuşak geçecek olan kışlaklarımıza yani sahile yapacağımız göçün başlama zamanı geliyor demektir.
Baharın yazlaklara doğru yaptığımız yaz göçünün aksine rahat geçecek bir yolculuktur güz göçü. Baharın körpe olan ve hep ilgi isteyen oğlaklar artık serpilip çebiçe döndü, yol almak konusunda daha yeterliler. Ayrıca bahar göçü sırasında yeni ekilmiş olan tarım ürünlerinin çoğu hasat edildi. Bir de bu stresimiz azalınca güle oynaya tutar yörük kışlağın yolunu!

Merhaba değerli dostlar;
Sarıkeçililer topluluğu için teke katımı zamanı geldi çattı. Yani yaylalarda 'güpürdeşme' zamanı. Göçebe yaşam ve üretim biçimine sahip olmanın zorlukların birisi de yavruların doğum zamanını ayarlamak. Bu konuda da göçebe hayvancılık modelemiz; endüstriyel hayvancılıkta uygulanan suni ve etik olmayan -melotonin implantı, sünger uygulaması gibi- yöntemlerin tam aksine bir yol izler. Sadece dişilerden oluşan anaç sürülerimizin arasına senede bir kere tekeler salarız. Bu birlikteliğin zamanını ailelerimiz 5,5 aylık gebelik sürecini göz önünde bulundurarak ayarlarlar. Kışlaklarda doğacak ve yaz göçüne hazır olacak oğlaklarımız için bu süre şimdilere tekabül ediyor.
Çınarlar tıpkı baharı müjdeledikleri gibi, gölgeleriyle bizleri rahatlattıkları gibi şimdi de sonbaharın erken ulağı olarak döküyorlar yapraklarını; olgunluğun verdiği bir bilgelikle.
Geççi ürünlerine ulaşmanızı kolaylaştıracak çalışmalarda epey yol katettik. Üreticilerimizin alın teri ve sizlerin güvenini taşıdığımız bu yolculukta yükümüzün farkında ağır ağır ilerliyoruz. Kısa zamanda güzel haberlerle buluşmak üzere. Yeni ürün haberini de ekleyelim:
Oğlak Tiftik; pişmiş ve yemeye hazır bir olan tiftik hem soğuk hem sıcak olarak tüketilebiliyor. But ve kolların incik bölgelerinden ve gerdan bölgesinden hazırlanan parça etler, yalnızca kaya tuzu ile marine edildikten sonra pişiyorlar. Elinizle veya bir çatal yardımıyla kolayca ufalayarak sandviçlere, salatalara, pilavlara eşlikçi edebilirsiniz.

Merhaba değerli dostlar,
Bir süredir yaylalarda, geçtiğimiz yıllar gibi hatta biraz daha kurak geçen bir yaz sezonundayız. Bu sene doğan oğlaklarımız geç de olsa serpildi, büyüdüler. Şimdilerde oğlakların kademeli olarak sütten kesilme zamanı. Bu zamana ''kuruya alma'' deniyor. Kuruya alma döneminde bizler de kış yiyeceğimiz olan katıkları; yani yağ, yoğurt ve peynirlerimizi hazırlayacağız.
Senenin en sıcak zamanı olan eyyam-ı bahur da geldi çattı. İklim krizinin de etkisiyle daha kuru ve sıcak geçecek bu süreçte hepimiz olduğunca dikkatli olmak zorundayız. Ayrı kaldığımız bu süre zarfında her ne kadar dinlenmek istesek de biraz yorulduk ve sizleri çok özledik.
Bu ay itibariyle Geççi ikinci yaşını doldurdu. Bebek adımlarla ve ortak akılla ilerlediğimiz bu sürede destek olup güçlü hissetmemizi sağladığınız için müteşekkiriz. Aynı ilkelerle daha deneyimli olarak yarına gitmek ise tek dileğimiz. Geççi üçüncü yaşını yeni bir ürün ile kutluyor:
Pancetta; yağ ve et oranının en yakın olduğu boşluk bölgesinden elde edilen etler, 14 gün marinasyon (ardıç tohumu, kaya tuzu, biberiye, sarımsak) ve 60 gün kuruma işleminin ardından incecik dilimlenerek hazır hale gelmiştir. Pançetayı şarküteri bölümünde bulabilirsiniz.

Merhaba dostlar,
Meşelerin, şalbaların, kekiklerin ve türlü canların selamını getirdik. Bizler yaylalardayız, 1300-2000 rakım arasında güze kadar senenin en sakin zamanını geçireceğiz.
Erkenden hissedilmeye başlayan kuraklık, kırk ikindilerin artık yağmaması, yeryüzündeki bahardan kalma bu bereketin erkenden tükeneceğinin ve artık yaşamın hepimiz için zor olacağının habercisi. Şimdilerde tüm canlılarda adeta ganimet paylaşırcasına bir telaş mevcut; tohum telaşı. Herkes bu son bolluk zamanlarını türünü devam ettirebilmenin kaygısıyla geçiriyor. Değişen koşullara adapte olmak ne büyük direnç. İklim krizinin etkileri her geçen gün hiç bilmediğimiz şeyleri adapte etmeye devam ediyor.
Yaklaşan Kurban Bayramınızı şimdiden kutlarız, biz bayramdan sonra bir süre yaylada olacağız. İhtiyaç duyarsanız diye bir süre burada olmayacağımızı şimdiden haber vermek istedik.

Merhaba sevgili dostlar,
(Bu zamana değin bülten mesajlarını sizlere tek tek kopyala yapıştır yöntemi ile gönderdik. Ancak ulaştığımız kişi sayısıyla bu yöntem sürdürülebilir olmaktan çıktı. Dolayısıyla artık toplu mesaj listelerine gönderim yapacağız. Bültenlerimizin bundan sonra da size ulaşmasını istiyorsanız lütfen bu numaranın telefonunuzda kayıtlı olduğundan emin olunuz. Bu numarayı Geççi olarak kaydedebilirsiniz.)
Uzun süredir bahar göçünde olan ailelerimiz yazlak dediğimiz yurt yerlerine vardı. Yazlaklarda, dün itibariyle mevsim normallerinin dışında olarak dolu yağışı gözlemliyoruz. İklim krizinin etkileri, bizim yaşam alanımız olan yabanda daha sert hissediliyor.
Geçtiğimiz haftasonu Kadıköy Belediyesi'nin düzenlediği 5. Çevre Festivali'nde yer aldık. Evimiz olan kıl çadırımıza misafir olan dostlarla sohbet ettik, bilgilerimizi aktardık, ekmeğimizi bölüştük. ''İklim Krizi ile Mücadelede Bir Yaşam Pratiği: Sarıkeçililer'' başlıklı söyleşimizde Sarıkeçililerin yaşam biçiminin bilimsel, ekolojik ve kültürel boyutlarını tartıştık. Çıktılarını internet sitemizden (www.gecci.org) ve sosyal medya hesaplarımızdan paylaşıyor olacağız. Katılan, destek veren herkese teşekkür ediyoruz.
Aramıza yeni katılan dostlarımızdan üretimlerimiz ile ilgilenenler olursa, aşağıda bulunan bilgilendirme ve sipariş formunu detaylıca okumalarını rica ederiz. Formun baştan sonra okunması süreci sorunsuz tamamlamak için büyük öneme sahiptir.

Merhaba sevgili türeticimiz,
Biz Sarıkeçililer, Toroslar’da tam göçebe yaşam ve üretim biçimine sahip Yörükleriz. Yoldaşlarımız olan keçiler, develer ve köpeklerle birlikte iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak göç ederiz. Bu yaşam biçimini sürdürebilmek için zamanın getirdiği zorluklarla mücadele etmemiz gerekiyor. Yaşam alanlarımızda, topluluklarımız ve beraber yaşadığımız yaban hayatın hakları için verdiğimiz bu mücadeleyi ve etkilerini sizlere, sizlerin yaşam alanlarında da anlatmaya karar verdik. Bu nedenledir ki Sarıkeçililer Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin bir parçası olan Geççi olarak 3-4-5 Haziran'da Kadıköy Selamiçeşme’de bulunan Özgürlük Parkı’nda gerçekleşecek Çevre Festivali’nde bir araya gelmek istedik. Festivalin ‘’iklim krizi ile mücadele’’ teması çerçevesinde sizlere yaşam biçimimizi bilimsel ve kültürel açıdan anlatacağız. Ayrıca Geççi olarak, topluluklarımızın gelecekte de Toros ekosisteminin bir parçası olarak yaşamaya devam edebilmeleri için geliştirdiğimiz yöntemler üzerine konuşacağız. İstanbul’un orta yerinde kim bilir kaç yıl sonra bir kıl çadır kuracak ve gölgesinde hemhal olacağız. Sizleri de aramızda görmek için sabırsızlanıyoruz, görüşmek üzere.